Can someone please help me finish my translation of this to English for me? Just edit the parts i translated if its wrong and fill in the rest, please! Şimdiden teşekkur ederim!
Hayatta Neyi Öğrendim? // What did i learn in/from life
Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. // i was born inside a never ending darkness
Işığı gördüm, korktum. Ağladım. // I saw the light, i got scared. i cried.
Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim. // In time i learned to live with the light
Karanlığı gördüm, korktum. // I saw the dark, i got scared
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi Ağladım.
Yaşamayı öğrendim. // I learned how to live
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;Aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim.
Zamanı öğrendim. // I learned time
Yarıştım onunla Zamanla yarışılmayacağını, zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim
İnsanı öğrendim. // I learned (about) the human
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu Sonra da her insanin içinde iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim. // Then i learned that inside every person there is good and bad.. and then i learned to find the good and bad in every person
Sevmeyi öğrendim. // I learned to love
Sonra güvenmeyi Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu, // Then to trust.. then i learned that trust is more sincere than love
Sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim.
İnsan tenini öğrendim. // I learned the skin of a person
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu // then i learned to find one's soul beneath their skin
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim. // and that in actuality the soul is merely beneath the skin
Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim.
Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.. .Sonra da ekmeği hakça üleşmenin,Bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.
Okumayı öğrendim. // I learned to read
Kendime yazıyı öğrettim sonra Ve bir sure sonra yazı, kendimi öğretti bana // Then i taught myself how to write .. and shortly after, writing taught me about myself
Gitmeyi öğrendim. // I learned how to leave
Sonra dayanamayıp dönmeyi // then to unbearably return
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi // then to leave again, for the sake of my own self
Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karsı olması gerektiğine aydım.
Düşünmeyi öğrendim. // I learned how to think
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim.
Namusun önemini öğrendim evde
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunu öğrendim.
Gerçeği öğrendim bir gün // I learned the truth one day
Ve gerçeğin acı olduğunu // and that the truth is painful
Sonra dozunda acının,Yemeğe olduğu kadar hayata da lezzet kattığını öğrendim.
Her canlının ölümü tadacağını,ama sadece bazılarının hayati tadacağını öğrendim.
Dostlarım. // My friends
Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim. // I don't love my friends with my heart nor with my mind
Olur ya Kalp durur Akil unutur // this is because, the heart stops, and the mind forgets
Ben dostlarımı ruhumla severim. // i love my friends with my soul
O ne durur, ne de unutur // it never stops and nor does it forget
Belki beni çokta konuştunuz, anlattınız, andınız; ancak beni az anladınız. // maybe you made me talk and tell a lot, but in actuality, you understood me only a little
-Mevlânâ Celaleddin-i Rumi