İstanbul Ağlıyor-Gülay

sorry i couldnt find,someone translated this song before or not

trende biletsiz sevdalar vardı
vagonlar kaçaklara göz yumarlardı
aksada yüreklere kar pınarları
sevdanın arkası var ardı bahardı

istanbul ağlıyor sen ağlıyorsun
hadi git git artık [sevdiğin bekliyor] ne duruyorsun
yolcular hep kaçak bizse tutuklu
gözler ağlıyor tutkulu çocuksu

yıldız avlarım göğün mavisinde
her dem bakışlarını gözlerinin deryasında
pusu duran ellerimi sana tuzaklarım
her tetik düşürdüğünde gözlerin ölüme az kalır
yalnız gördü ya gelir bende kalır yalnızlık uzar geceler
istanbula yağmur yağar karla karışık
karı ayıklar yağmur kokularını alırım koynuma
ot koyarım göz ucuma anlarım yine yangın yine hasret
yıkanan istanbuldan düşen payıma
bi de yüzünün giderken ki ıslaklığı

gül damlası düşmüş ateş yurduydu
dağlara dil uzatan narlı kuyuydu
yağsada gönüllere gam geceleri
ceren yarasında aşk [dert] büyütürdü

istanbul ağlıyor ben ağlıyorum
hadi kalk gel artık dayanamıyorum
yolcular geldiler sen yoksun içinde
yüreğim can veriyor acılar içinde

--------------------------------------------
GüLay - İstanbuL AğLıyor
--------------------------------------------


Trende biLetsiz sevdaLar vardı
There were ticketLess Lovers in the train

VagonLar kaçakLara göz yumarLardı
Wagons would close their eyes on fugitives

Aksa da yürekLere kar pınarLarı
Had it flown into Hearts, fountains of snow,

Sevdanın arkası var ardı bahardı
Love had to continue, afterwards would come Spring

IstanbuL ağLıyor sen ağLıyorsun
İstanbul is crying, You are crying

Hadi git git artık [sevdiğin bekLiyor] ne duruyorsun
Come on leave, now you Leave [your Lover awaits you] What for are you waiting?

YoLcuLar hep kaçak bizse tutukLu
Passengers, always are fugitive, and us, prisoners

GözLer ağLıyor tutkuLu çocuksu
Eyes with tears, passionate and childish

YıLdız avLarım göğün mavisinde
I hunt stars in the blue of the sky

Her dem bakışLarını gözLerinin deryasında
(and) Your glances in the ocean of your eyes

Pusu duran eLLerimi sana tuzakLarım
My hands Lie in wait for You, ready for an ambush

Her tetik düşürdüğünde gözLerin öLüme az kaLır
Each fall of trigger in your eyes makes me close to death

YaLnız gördü ya geLir bende kaLır yaLnızLık uzar geceLer
Since saw me alone, Solitude comes and stays at me at Nights lengthening

İstanbuLa yağmur yağar karLa karışık
It rains in İstanbul, combined with snow

Karı ayıkLar yağmur kokuLarını aLırım koynuma
I get rid of snow, and take smells of rain into my bosom

Ot koyarım göz ucuma anLarım yine yangın yine hasret
I place herb to the corner of my eye, and I see fire again, longing again

Yıkanan istanbuLdan düşen payıma
To my share from washed İstanbul

Bi de yüzünün giderken ki ısLakLığı
Appends wetness of your face on your Leave

GüL damLası düşmüş ateş yurduydu
A drop of rose has fallen as if a home of flames

DağLara diL uzatan narLı kuyuydu
As if a well of pomegranates stretching tongue to mountains.... (dil uzatmak: talk against)

Yağsa da gönüLLere gam geceLeri
What if nights of sorrow rain into Hearts

Ceren yarasında aşk [dert] büyütürdü
Gazelle would raise Love [pain] in her sorrow

İstanbuL ağLıyor ben ağLıyorum
İstanbul is crying, I am crying

Hadi kaLk geL artık dayanamıyorum
Come on, get up and come (back)! I can't bear it any longer

YoLcuLar geLdiLer sen yoksun içinde
Passengers arrived, without you amongst

Yüreğim can veriyor acıLar içinde
My Heart is passing away, in a bunch of sorrows.



seLimmm

thanks