Aşktan sarhoş olsam da söylemem
Saklarım her sorana söylemem
Aşktan sarhoş olsam da söylemem
Saklarım da her sorana söylemem
O da seviyor,bu da seviyor
Seni seviyor,herkes seviyor
Bana bunu sorma oo oo....
Yine duyamazsın söyleyemem
Bana bunu sorma oo oo...
Söyleyemem uuuh...
Söylemem,gizlerim
Kalbimde kalsın
İstemem,sormayın
Gözlerim anlatsın
Aşktan sarhoş olsam da söylemem
Saklarım her sorana söylemem
Aşktan sarhoş olsam da söylemem
Saklarım da her sorana söylemem
o da seviyor, bu da seviyor
seni seviyor, herkes seviyor
Bulutlar
Bulutların arkasında arkasında
Bir güneş gibi doğar doğar
Rüzgarlı bir
gecede
Işık gibi anımsar
Sanki bir
ay parçası dönüpte bana bakar
O an sanki içimde bir
sevgi büyür doğar
Sanki bir
ay parçası dönüpte bana bakar
O an sanki içimde bir
sevgi büyür doğar
Her insanın gibi
Benimde acım var
Sen gelince yanıma sanki mucize doğar
Sımsıcak yüreğim tık tık tık atmaya başlar
Sen gelince acılar olur san ki ilkbahar
Sanki bir
ay parçası dönüpte bana bakar
O an sanki içimde bir
sevgi büyür doğar
Sanki bir
ay parçası dönüpte bana bakar
O an sanki içimde bir
sevgi büyür doğar
Hep bana
Sebepsiz yere gitmedinki sen
Boşluğa beni koydun bilmeden
Yüzüme vuran boğaz rüzgarı
Hiç soğuk değil sensizliğinden
Kendini görmek ne acı
Yok olmuş hayallerin çıkmazı
Anlamak çok zor değil
Farkı yok aslında sonların
Bana bana hep bana
Ayrılıklar hep bana
Gidenlerin ardından bakakalmak hep bana
Bakakalmak hep bana
Korkumdan değil güçsüzlüğümden
Kaçtım her zaman geri dönmekten
Kısacık yolun ne kadar uzun
Dalgalarla ben şimdi sarhoşum
Kaybeden bir tek ben miyim
Yok olan inancımı neyleyim
Son bir kez ağla bana
Gözyaşın sulara karışsın
Bana bana hep bana
Ayrılıklar hep bana
Gidenlerin ardından bakalmak hep bana
Bakakalmak hep bana
Bana bana hep bana
Ayrılıklar hep bana
Gidenlerin ardından bakakalmak hep bana
Bakakalmak hep bana
Bana bana hep bana
Ayrılıklar hep bana
Gidenlerin ardından bakakalmak hep bana
Bakakalmak hep bana
Hoşçakal Sevgili
Sen şimdi benim göz yaşımsın
Seni tutmaya çalıştıkça
Hep yanağımda asılı kalansın
Kalbimin tam ortasındasın
Atmaya çalıştıkça
Orda taht kuransın
Şimdi hoşçakal demek lazım sana
Bilki bu kolay
Olmayacak
Senden geçmek her geçen gun zorlaşacak
Tutsam ellerını sankı yanacak
Susma sakın ben giderken
Şimdi hoşçakal demek lazım sana
I don't tell, I hide (Söylemem gizlerim)
Two words in my heart (Kalbimde iki kelime)
Who knows who (Kim bilir kimleri)
Will get hurt from these two words (Yandırır bu iki kelime)
Don't ask, I won't tell (Sormayın söylemem)
It's so hard to find love (Aşkı bulmak çok zor)
I won't waste it for nothing (Harcamam boş yere)
Nobody is worth it (Değmiyor hiç kimse)
Even if I get intoxicated by love I won't tell (Aşktan sarhoş olsam da söylemem)
I'll hide it from anyone who asks (Saklarım her sorana söylemem)
Even if I get intoxicated by love I won't tell (Aşktan sarhoş olsam da söylemem)
I'll hide it from anyone who asks (Saklarım her sorana söylemem)
He/she loves too, he/she also loves too (O da seviyor, bu da seviyor)
*(Note: 'O' is a common term for 'he', 'she' and 'it')
Loves you, everybody loves you (Seni seviyor, herkes seviyor)
Don't ask about this to me oo oo.... (Bana bunu sorma oo oo....)
You won't hear me tell it again this time, I won't tell (Yine duyamazsın söyleyemem)
Don't ask about this to me oo oo.... (Bana bunu sorma oo oo....)
I won't tell uuuh... (Söyleyemem uuuh...)
I won't tell, I hide it (Söylemem, gizlerim)
Let it be in my heart (Kalbimde kalsın)
I don't want to, don't ask (İstemem, sormayın)
Let my eyes tell it (Gözlerim anlatsın)
Even if I get intoxicated by love I won't tell (Aşktan sarhoş olsam da söylemem)
I'll hide it from anyone who asks (Saklarım her sorana söylemem)
Even if I get intoxicated by love I won't tell (Aşktan sarhoş olsam da söylemem)
I'll hide it from anyone who asks as well (Saklarım her sorana söylemem)
He/she loves too, he/she also loves too (O da seviyor, bu da seviyor)
Loves you, everybody loves you (Seni seviyor, herkes seviyor)
#2
The clouds (Bulutlar)
Behind the clouds, behind (Bulutların arkasında arkasında)
The sun rises, rises (Bir güneş gibi doğar doğar)
In a windy night (Rüzgarlı bir gecede)
Remembers clearly (Işık gibi anımsar)
*(Note: 'Işık' means 'light' or 'brightness' and 'gibi' means 'like')
It's like a (Sanki bir)
Part of the moon turns to look at me (Ay parçası dönüpte bana bakar)
At that moment, it's like a (O an sanki içimde bir)
Love grows, arises (Sevgi büyür doğar)
It's like a (Sanki bir)
Part of the moon turns to look at me (Ay parçası dönüpte bana bakar)
At that moment, it's like a (O an sanki içimde bir)
Love grows, arises (Sevgi büyür doğar)
Like everybody else (Her insanın gibi)
I have pain (Benimde acım var)
When you come to me it's like a miracle arising (Sen gelince yanıma sanki mucize doğar)
My heart starts warmly beating tick tick tick (Sımsıcak yüreğim tık tık tık atmaya başlar)
When you come all the pain are like turning into spring (Sen gelince acılar olur san ki ilkbahar)
It's like a (Sanki bir)
Part of the moon turns to look at me (Ay parçası dönüpte bana bakar)
At that moment, it's like a (O an sanki içimde bir)
Love grows, arises (Sevgi büyür doğar)
It's like a (Sanki bir)
Part of the moon turns to look at me (Ay parçası dönüpte bana bakar)
At that moment, it's like a (O an sanki içimde bir)
Love grows, arises (Sevgi büyür doğar)
Stay cheerful,
PlainChaos.
Last edited by PlainChaos; 10-26-2008 at 06:58 AM.
You didn't go for no reason, after all (Sebepsiz yere gitmedinki sen)
You placed me in the emptiness without knowing it (Boşluğa beni koydun bilmeden)
The Bosporus wind is whipping my face (Yüzüme vuran boğaz rüzgarı)
It's not cold at all, because of being without you (Hiç soğuk değil sensizliğinden)
To see yourself, how painful (Kendini görmek ne acı)
The most unrealistic dreams have gone (Yok olmuş hayallerin çıkmazı)
It's not too hard to understand (Anlamak çok zor değil)
There are no differences between endings actually (Farkı yok aslında sonların)
To me, to me, always to me (Bana bana hep bana)
Seperations/break-ups always happen to me (Ayrılıklar hep bana)
To watch them walk away always happens to me (Gidenlerin ardından bakakalmak hep bana)
Standing left behind always happens to me (Bakakalmak hep bana)
It's not because of my fear, it's because of my weakness (Korkumdan değil güçsüzlüğümden)
I was always running away from the thought of turning back (Kaçtım her zaman geri dönmekten)
Your short path is too long (Kısacık yolun ne kadar uzun)
With the waves I'm now intoxicated (Dalgalarla ben şimdi sarhoşum)
Am I the only one that has lost the game (Kaybeden bir tek ben miyim)
What should I do with my lost faith (Yok olan inancımı neyleyim)
For the last time, cry for me (Son bir kez ağla bana)
Let your tears reach the waters (Gözyaşın sulara karışsın)
To me, to me, always to me (Bana bana hep bana)
Seperations/break-ups always happen to me (Ayrılıklar hep bana)
To watch them walk away always happens to me (Gidenlerin ardından bakakalmak hep bana)
Standing left behind always happens to me (Bakakalmak hep bana)
Standing left behind always happens to me (Bakakalmak hep bana)
Seperations/break-ups always happen to me (Ayrılıklar hep bana)
To watch them walk away always happens to me (Gidenlerin ardından bakakalmak hep bana)
Standing left behind always happens to me (Bakakalmak hep bana)
Standing left behind always happens to me (Bakakalmak hep bana)
Seperations/break-ups always happen to me (Ayrılıklar hep bana)
To watch them walk away always happens to me (Gidenlerin ardından bakakalmak hep bana)
Standing left behind always happens to me (Bakakalmak hep bana)
Goodbye My Love (Hoşçakal Sevgili)
You're now the tear in my eye (Sen şimdi benim göz yaşımsın)
As I try to hold you back (Seni tutmaya çalıştıkça)
You're the one awalys hanging on my cheek (Hep yanağımda asılı kalansın)
You're in the middle of my heart (Kalbimin tam ortasındasın)
As I try to get you out of there (Atmaya çalıştıkça)
You're the one rising up his throne there (Orda taht kuransın)
*(Note: 'taht kurmak' is an idiom. Unfortunately, I don't exactly know how to translate it so it makes sense.)
Now I ought to say goodbye to you (Şimdi hoşçakal demek lazım sana)
You should know that this is not gonna be easy (Bilki bu kolay olmayacak)
To get over you will get more and more difficult with every passing day (Senden geçmek her geçen gun zorlaşacak)
If I hold your hands, it's like burning (Tutsam ellerını sankı yanacak)
Don't ever be silent when I walk away (Susma sakın ben giderken)
Now I ought to say goodbye to you (Şimdi hoşçakal demek lazım sana)