Paysage


Je veux, pour composer chastement mes églogues,
Coucher auprès du ciel, comme les astrologues,
Et, voisin des clochers écouter en rêvant
Leurs hymnes solennels emportés par le vent.
Les deux mains au menton, du haut de ma mansarde,
Je verrai l'atelier qui chante et qui bavarde;
Les tuyaux, les clochers, ces mâts de la cité,
Et les grands ciels qui font rêver d'éternité.


II est doux, à travers les brumes, de voir naître
L'étoile dans l'azur, la lampe à la fenêtre
Les fleuves de charbon monter au firmament
Et la lune verser son pâle enchantement.
Je verrai les printemps, les étés, les automnes;
Et quand viendra l'hiver aux neiges monotones,
Je fermerai partout portières et volets
Pour bâtir dans la nuit mes féeriques palais.
Alors je rêverai des horizons bleuâtres,
Des jardins, des jets d'eau pleurant dans les albâtres,
Des baisers, des oiseaux chantant soir et matin,
Et tout ce que l'Idylle a de plus enfantin.
L'Emeute, tempêtant vainement à ma vitre,
Ne fera pas lever mon front de mon pupitre;
Car je serai plongé dans cette volupté
D'évoquer le Printemps avec ma volonté,
De tirer un soleil de mon coeur, et de faire
De mes pensers brûlants une tiède atmosphère.

— Charles Baudelaire

http://fleursdumal.org/poem/219
*************************************

Manzara

Masumane pastoral şiirlerimi yazmak için
Astrologlar gibi göğe yakın uzanmak istiyorum
Ve çanlara komşu, hülyalı dinlemek istiyorum
Ruzgarin tasidigi vakur ilahilerini.
Ellerim çeneme dayalı, çatı katımın yüksekliğinden
Şarkılar söyleyen geveze atölyemi görürüm;
Boruları, çanları, şehrin şu direklerini,
Ve yüce gökyüzünü, bana sonsuzluğu anımsatan.

Tatlıdır gökyüzünün maviliğinde, sislerin ardından
Yıldızın doğuşunu izlemek, penceremde bir lamba
Kömür ırmakları gök kubbeye yükselir
Ve ay soluk büyüleyiciliğini akıtır.
Baharları, yazları, sonbaharları görürüm;
Ve tekdüze karlarıyla kış geldiğinde,
Tüm kapı ve pencerelerimi kapatır
Gecenin karanlığında peri sarayları inşa ederim.
İşte o zaman mavimsi ufuklar hayal ederim,
Bahçeler, beyaz mermerlere ağlayan fıskiyenin suları,
Öpücükler, sabah akşam öten kuşlar,
Ve saf aşkın tüm çocuksuluğu.
Boş yere penceremde azan isyan,
Masamdan alnımı kaldırmayacaktır;
Boğulmuş olacağımdır çünkü bu şehvetinde
Arzumla ilk baharı canlandırabilmenin,
Kalbimden bir güneş söküp çıkarabilmenin ve
Yanan bu tasavvurumdan ılık bir ortam yapmanın.
********************************************
I await ur constructive criticism on the translation, especially from native speakers of either French and/or Turkish. Thanks!