Seni Uzaklardan Sevmeyi Bile Seviyorum


Yaşanıp bitmiş bir " gün " gibi
Akıp gitmiş bir " sel " gibi
Gün gelir unutursun herşeyi...
Sonra da tüm yaşananları gömersin yalnızlığa...
Ama seni bir kere yazmışken satırlara..
Ancak ölüm ile unuturum seni......"


Yine sensizliği yazıyorum akşamın gözlerime düştüğü anlarda...Dünkü takvimlerden devraldığım hüzünleri toplayıp yine yokluğunu kanatıyorum duvarların beni anlamadığı dar vakitlerde...Kağıt kalem bir de cümlelere sığmayan yokluğun...Bir türlü öldüremediğim bir türlü yenemediğim dilsiz suskunluğun....Herşeye inat yazıyorum...Seni " sana " anlatıyorum...

Aslına bakarsan; sensizliği yazmak o kadar çok zor ki.. Gidişinden sonra sıva tutmaz duvarlarla konuşmayı denedim ilk önceleri.. Sonra susmayı denedim...Ama yapamadım.. Sensizliği yenmeyi başaramadım..Bir zaman sensiz yaşamaktansa " ölmeyi " bile yeğledim ..Biliyorum sensizlik ve ölmek...Ama bil ki bir kez ölmek bile sensiz geçen her gün çektiğim ve her sabah gün doğumuyla başlayan ızdırabtan bile iyiydi ...

Yokluğunda tüm cümlelerim öznesiz tüm yüklemlerim devrikti...Senden sonraki her gece üzerime örttüğüm karanlığın içinde " gözyaşlarının " koyununa girdim..Bazen de gögsüme soğuk taşları alıp uykusuzluğu girdim sensizliğe akan gözlerime...Zamanla susmayı öğrendim sonra da sabrı...Sonra da yazmayı....Bu kolay olmadı inan..Sensizliği yazmak ve sensiz yaşamak o kadar zordu ki; kelimelere sığmadı sensizlik...Hiçbir mutluluk dolduramadı yüreğimde açtığın boşlukları...Koskoca bir yara oldun bende..Hep sana kanadım hep sana nefes aldım...

Ey gözyaşlarını karakış
Gülüşlerini bahar bildiğim sevgili;

Sensizlikte kanayan dudaklarımı ancak toprakla silebildim ıslak kirpiklerimi ancak güneşle kuratabildim....Yüreğimin şakağına " soğuk ayrılığı " dayayıp her gece bir cümleyi intihar ettim yüreğimin damarlarında...Yaşarken " yüreğimin katili " nefes alırken tüm ayrılık cinayetlerinin tek faili oldum...Yüreğimi " bedenime " gömerek öldürdüm..Kefensiz bir ikindi vakti " yalnızlık " mezarlarına defnettim..Bir daha sevmemek üzere.. Bir daha acı çekmemek üzere yüreğimi " hatıralara " gömdüm...Gömdüm dediğime bakma sen sevgili...Sen bende varolacaksın ben sende öldürülmek zorunda olsam da...Sen hep bende kalacaksın " sen hiç bana gelmesen de "...

Şimdi bu satırları okuyup " sana sitem " ettiğimi düşünme sevgili. Ben sadece seni yazıyorum. Artık ayrıyız artık birbirine iki yabancıyız..Sen bana yabancı ben sana yabancı...Sakın bana yazma deme sevgili...Kavuşabildiğimiz tek yer öznesi senin yüklemi ben olduğum cümleler..Bırak ta aynı cümlenin içinde yan yana omuz omuza olalım sevgili..Sen ve ben...Ama bu satırları okuyup yüreğine dokunuyorsa söyle ne olur...Tek bir kelime etmem..Dudaklarımı " sensizliğe " mühürler ömür boyu " sana " susar tüm kelimelerim..Seni " sensiz " yaşatmayı başarabilen bu yürek merak etme harf harf susmayı becerebilir...Ta ki ölüm dudaklarıma sürülürken. İşte o an; dudaklarımdaki son kelimede " adın " olacak...

Yazmalıydım çünkü sensizlikte üzerime çullanan arsız fırtınalara karşı tek sığınağım " senli satırlardı" sevgili...Bazen sen diye bildiğim gizli öznelerin koynunda ağladım bazen de senin sıcak yüreğin diye devrik cümlelere uzanıp çığlık çığlığa bağırdım...Sen duy diye değil; beni ölüme sürükleyen hayatla savaşabilmek için sana tutundum..Seni " sana " yazarken klavyenin her tuşu sanki senin ellerindi...Her cümle her satır senin yüreğin kadar sıcaktı..Yazmalıydım sevgili çünkü senden sonra sadece satırlarla yoldaş oldum..Seni anlattım onlara..Sensizliği kanattım dudaklarında....Ben anlattım onlar dinledi...Şimdi ne olur bana " yazma " deme sevgili... Senden geriye ne resmin var gözyaşlarımı bırakabileceğim ne de sıcak bir ellerin var hayata yenik düştüğümde avuçlarına son nefesimi bırakabileceğim..

Ne olur beni anla sevgili..İnan bu satırları sen geri dön diye ipotek altına alınmış gençliğime gel diye yazmıyorum..Hem " ikinci el hüzünlerimle " sana iyi bir yaşam iyi bir gelecek sunamam ben...Ben yarım cümlelik bir adamım...Oysa senin gözlerinde mavi ufukları görmüştüm..Alabildiğince geniş aladildiğince mavi...Ne olur anla beni sevgili... Yazmalıyım ve yaşamalıyım....Yüreğimi karanlık duvarlara çarpmaktansa seni " yüreğimde ölümsüzleştireyim....Ezelim ol yüreğimin ipotekli satırlarında..Ebedim ol mutlulukları vaat edilmemiş yarınlarımda..Bırak beni dua dua yazayım seni...Eğer yazmasam eğer satırların koynuna girmezsem sensizlikte depreşmiş devasa fırtınaları yüreğimde kanayan çığlıkları ancak ölüm susturabilir sevgili. Ya da soğuk merminin ucuna işlenmiş birkaç intihar cümlesi...

Bana ait olmadığın halde aldığın her nefesi kendime " mutluluk " addettiğim sevgilim
ey benim içi kelimelerle doldurulmayan yalnızlığım

Ben sensizlikte intihar etmeyi değil;
Ben seni " uzaklardan bile sevmeyi " sevdim ki...
Ben sensiz ölmeyi değil;
Senin bir yerler de bensiz olsa da " nefes alıyor olmanı " sevdim..
Sen bana ait olmasan da;
Ben senin varolduğun bu dünyada " yaşamayı " seçtim sevgili...