24 ARALIK

Kahır yüklü bulutları postalıyorum güneye doğru
Boşaltın tüm istasyonlarını Adana'nın
Dost bulutlar gözlerim gibi
Ağlayacak...


Saatler beş geçmiş olacak yirmibiri
Takvimler 24 Aralık'ı takmış göğsüne
Ben bakarken eski resimlere
Salim beni düşünecek!


Süleyman ikinci kurşunu sıkacak kadere
Dur! Diyemeyeceğim
Postal kokusunda, barut kokusunda
Askerce efkarlı bir rüzgar esecek...

Cengiz o plakta geçmiş kendinden
Sağında Habip solu bomboş
Dudaklarında hep o acı şarkı titrek titrek
'Gitti Gelmeyecek'...

Bitmeyen geceler Ağbaş'ın zarlarında
Sigara dumanlarında kederler
Dur ulan Sarraf!
Memleket nere? Berlin nere? Bir de Antep!
Ana avrat dümdüz gidecek...

İkinci bir şarkıyı dinleyeceğim bir sarhoş gecede
Başım omuzlarında Yasin'in
Ergün'üm bu kadeh de senin şerefine
'Ağlama değmez hayat' Yılmaz'ım
Hasret ha bitti ha bitecek...

Bir bir dolacak gözlerime geçmiş seneler
Aklımdan Zeki'ler, Saim'ler, Emin'ler geçecek
Binlerce anılar kaçıracaklar o gün beni
Gelmek isteyeceğim gelemeyeceğim
Durup bakacağım göklere anam göklere
Bir "Of ulan of!" yükselecek!


ADIMI UNUT

Nasılsa ayrılık bu aşkın sonu
Sen de eller gibi adımı unut
Kader ikimize çizmiş bu yolu
Sen de eller gibi adımı unut

Seninle bu aşkı yaşamadık say
Birlikte gülüp te ağlamadık say
Böylesi unutmak dahada kolay
Sen de eller gibi adımı unut

İstemem söyleme bir tek kelime
Sen de eller gibi adımı unut
Değmesin artık hiç elin elime
Sar yeni aşkını benim yerime
Sen de eller gibi adımı unut...


AĞIR YARALI

Beni ta kalbimden vurdu gidişin,
Bütün umutlarım ağır yaralı.
Aklımdan çıkmıyor veda edişin,
Büyün duygularım ağır yaralı.

Aşkımız verirken en son nefesi,
Yıkıldı gönlümün sevda kalesi,
Sırtımda sanki bir bıçak darbesi,
Bütün anılarım ağır yaralı.

Dünyayı başıma yıkmışcasına,
Bağrıma kurşunlar sıkmışcasına,
Sanki bir savaştan çıkmışcasına,
Bütün anılarım ağır yaralı...


AĞLADIM

Dün gece uzun uzun
Seni andım ağladım.
Sonu yok yolumuzun
Ona yandım ağladım.

Kim bilir acımızı
Bu yasak aşkımızı
O eski şarkımızı
Çaldım-çaldım ağladım! ..

Dolaştım sokaklarda
Ağaran şafaklarda
Seni senden uzakta
Sardım sardım ağladım

İmrendim sevenlere
Sarılıp gidenlere
Elele gezenlere
Baktım baktım ağladım

Benimsin bende değil
Ellerim sende değil
Yanmamak elde değil
Yandım yandım ağladım.

Tuza bastım yaramı
Aşkla açtım aramı
Sensiz son sigaramı
Yaktım yaktım ağladım.

AŞK KİTABI

Ne olur söyleyin sevenler bana
Ayrılmak kanun mu aşk kitabında
Elele tutuşup gülmeden daha
Terketmek kanun mu aşk kitabında

Ümitlerim kırıldı bitti
Hayallerim yıkıldı gitti
Bu dert beni benden etti
Sevdim sevdim bak ne hale geldim

Her seven sonunda düşüyor derde
Bu aşk kitabının yazanı nerde
Bir aşık inandı çok sevdi diye
Terketmek kanun mu aşk kitabında


AŞK VE GURUR

Nereden bilecektin seni sevdiğimi
Hiç fısıldamadım ki kulaklarına aşkımı
Senin için
Günlerce gecelerce ağladım
Nereden bilecektin
Hiç silmedim ki yanında gözyaşlarımı..


AŞKIMIZ BİR ROMAN

Kalbimde arama eski yerini
Sen gözümden akan sele karıştın
İstesem de artık sevemem seni
Hasret rüzgarına yele karıştın

Seninle aşkımız eski bir roman
Yandı sayfaları külüdür kalan
Sevgilim herşeyim sendin bir zaman
Ne yazık sonunda ele karıştın

Kırılan kalbim var dinmez bir kini
Ömrümce sürecek aşka yemini
Kavuşmak imkansız artık sevgilim
Dönüşü olmayan yola karıştın



AYRILACAĞIM

Gezdiğim her yerde hatıran dolu
Bilmem ki ben nasıl unutacağım
Ne yazık bu aşkın yok başka yolu
Yarın bu şehirden ayrılacağım

O mahzun yüzüne son defa bakıp
Bütün anıları sana bırakıp
Bu dertli, bu garip başımı alıp
Yarın bu şehirden ayrılacağım

Aldırma görürsen yaşlar gözümde
Şarkımız olacak yine dilimde
Mektubun cebimde, resmin elimde
Yarın bu şehirden ayrılacağım

Bir kilit vurarak aşka, sevgiye
Bir çizgi çekerek senli maziye
Dönmemek üzere artık geriye
Yarın bu şehirden ayrılacağım

AYRILIK ÇANLARI

Ayrılık çanları çalsa ansızın
Elveda sevgilim diyecek misin?
Önünde diz çöksem, gitme kal desem
Bakmadan ardına gidecek misin?

Ayrı yönde akan ırmaklar gibi
Dalından uçuşan yapraklar gibi
Ümitsiz, çaresiz aşıklar gibi
Kalbinden aşkımı silecek misin?
Son ümidi yere serecek misin?

Kendini boş yere teselli edip
Sevdadır nasılsa geçici deyip
Yaşlı gözlerini gizlice silip
Bakıp da yüzüme gülecek misin?


AYRILIKLARIN ŞAİRİ

Ben ayrılıkların şairi,
Yalnızların ozanıyım.
Sen, sen masallar okurken daha,
Ben acıların yazarıyım.

Haklısın, aramızda dağlar, denizler var,
Haklısın, aramızda uçurumlar.
Senin sevdaların, üç günlük masal,
Benim sevdalarım, Allah'ına kadar.

Elma şekeri mi sandın aşkı,
Ne şiirin şiir, ne şarkın şarkı.
Hele bir kırılsın, hele bir kırılsın feleğin çarkı,
İşte ben o zaman görürüm seni.

Halâ tahta masalara yazıyorsam adını,
Aşk kitaplarında arıyorsam tarifini aşkın,
Kahır mektuplarında yeniden buluyorsam seni,
Islak mendillere siliyorsam gözyaşlarımı,
Eyvahlar çekiyorsam her biten aşkın ardından,
Bana sor yalnızlığı,
Ayrılığı bana sor diye haykırıyorsam,
Ve sabahçı kahvelerinde
bir çay gibi demliyorsam hasretini,
Ve inadına özlüyorsam, o çay karası gözlerini,
Bil ki, bu seni erkekçe sevdiğimdendir.

Bu benim ilk aldanışım değil,
Bu benim son yıkılışım değil,
Bırak bu sahte gözyaşlarını,
Bırak bu masum bakışlarını.
Üzülme, benim için üzülme,
Üzülme bu son için üzülme,
Ben, ben, ben yeterim kendime

Varsın da bir dağ gibi büyüsün hasretin içimde,
Varsın da her gece
Bir kemanın tellerinde ezilsin kalbim,
Varsın da bir daha değmesin ellerim ellerine,
Asla pişman değilim.

Hatırla, bir adam diyordun hatırla,
Ömür boyu sevsin beni ömür boyu,
İşte o deli, işte o çılgın, işte o adam benim.
Çünkü ben,
Çünkü ben aşkı ölümsüz bilenlerdenim.



BEN ARTIK SEN OLMUŞUM

ne varsa aradığım bil ki sende bulmuşum
senden öncesi yoktu seninle var olmuşum
sende bütün ümitler,sende bütün özlemler
beni bende arama artık ben sen olmuşum


BENİ ANLAYAMAZSIN

Aramızda dağlar var
Aramızda uçurumlar
Yaklaşma yanılırsın
Ben öldüğümü bilirim
Sen yaşadığını sanırsın
Kendini bilmeden daha
Beni tanıyamazsın...

Günlerim ateşe gebe
Gecelerim sancılı
Varamadık sabaha
Ben bir yumak düğüm düğüm
Sen karmakarışık bir kördüğüm
Kendini çözmeden daha
Beni anlayamazsın...


BİZ NE AYRILIKLAR GÖRMÜŞ ADAMIZ

Gitmek istiyorsan gidebilirsin
Biz ne ayrılıklar görmüş adamız
Çekinme sen de vur sırtımdan beni
Biz ne ihanetler görmüş adamız

Aldırma sen benim yalnızlığıma
Aldırma sen benim gözyaşlarıma
Boşver sende kalmış yarınlarıma
Biz kadere çelme takmış adamız.

Sevsen gidemezdin sevsen bırakamaz
Sevsen çıldırırdın seven ne yapmaz
Git bu ateşte beni kül etmez yakmaz
Biz ne cehennemler görmüş adamız

Hadi daha çabuk daha acele
Git başka kollara git güle güle
Sen de unutursun adımı bile
Biz ne vefasızlar görmüş adamız

Hep aynı hikaye hep aynı masal
Sen bu şarkıyı git başka yerde çal
Al yanı başımdan gölgeni de al
Biz ne yalnızlıklar görmüş adamız

CEREN GÖZLÜM

Unuttun mu diye sorma
Unutamam ceren gözlüm
Sitem edip gönül kırma
Dayanamam ceren gözlüm

Sen ufkuma doğan güneş
Sen gönlüme düşen ateş
Burcum bile burcuna eş
Ayrılamam ceren gözlüm

Bahtımdaki uğurumsun
Gönlümdeki gururumsun
Yarınımsın umudumsun
Unutamam ceren gözlüm

Seni yazdım hayatıma
Gönlümün her sayfasına
İnan senden başkasına
Sarılamam ceren gözlüm

Sen gözümde tüten duman
Sen vardığım en son liman
Sen Tanrı'mdan bir armağan
Unutamam ceren gözlüm

Islanırsa eğer gözün
Yüreğime çöker hüzün
Ne olursun gülsün yüzün
Dayanamam ceren gözlüm


BU NASIL AYRILIK

Bu nasıl ayrılık, bu nasıl veda
Gözleri kal diyor dudakları git
Bakışın anahtar gözlerin kilit
Ellerin aç diyor dudakların git

Ayrılık dönüşü olmayan nehir
Yalnızlık yıkılmış bomboş bir şehir
Kaç sevda kül oldu böyle kimbilir
Gözyaşın kal diyor dudakların git

Gidersem bir daha dönmeyeceğim
Kalırsam kalbime yenilmeyeceğim
Çözemedim seni çıldıracağım
Gözlerin kal diyor dudakların git

Duvardan insin mi resimlerimiz
Yabancı olsun mu isimlerimiz
Ya o deli dolu gecelerimiz
Anılar kal diyor dudakların git

Bu romanda biter belki birazdan
Ne aşklar yıkıldı gururdan nazdan
Ağlıyor besteler yine hicazdan
Şarkılar kal diyor dudakların git


DOĞUM GÜNÜNDE

Kimbilir ne kadar güzelsin bugün
Benden uzaklarda doğum gününde
Hatırla ne kadar mutluyduk canım
Seninle geçen yıl doğum gününde

Kim derdi sonu bu öyle bir aşkın
Belki kurumuştur çoktan gözyaşın
Kutlu olsun sana bu yeni yaşın
Bana da sensizlik doğum gününde

Benim için bir mum yaktın mı bilmem
Camlardan yollara baktın mı bilmem
Ah burada olsa dedin mi bilmem
Yoksa unuttun mu doğum gününde

Kimbilir kiminle kesildi pasta
Bir dilim düşmez mi bu eski dosta
Sen sevinç içinde ben ise yasta
Senden uzaklarda doğum gününde

Elbette kuş olup gelmek isterdim
Ben de yanağından öpmek isterdim
Seni bir kez daha görmek isterdim
Alkışlar içinde doğum gününde


ELİMDE BİR SİGARA

Elimde bir sigara
Bir o yanar bir de ben
Düşmüşüm dört duvara
Bir o susar bir de ben

Aylar var görmeyeli
Değmez elime eli
Uzakta bir sevgili
Bir o ağlar bir de ben

Çatlamış sabır taşım
Bir alev her gözyaşım
Ah benim dertli başım
Bir o döner bir de ben

Bu aşkın tek gerçeği
Asla yok geleceği
Yüreğim kan çiçeği
Bir o kanar bir de ben.


GELECEĞİM OL

Denize dökülen bir ırmak gibi
Öyle ak içime öylesine dol
Yarına açılan bir yaprak gibi
Unuttur mazimi geleceğim ol

Hasretin yerini müjdeler alsın
Bırakta mutluluk kapımı çalsın
Bütün acılarım dünlerde kalsın
Unuttur mazimi geleceğim ol

Yorgunum yıllardır hep beklemekten
Yorgunum gönlüme sabır ekmekten
Kurtar artık beni hasret çekmekten
Unuttur mazimi geleceğim ol
Bir ömür boyunca seveceğim ol.



GİDEBİLİRSİN

Madem ki içinde o ateş söndü
Bir daha yakmadan gidebilirsin
Aklımda kalmasın bu son bakışlar
Yüzüme bakmadan gidebilirsin

Yıllardır verdiğin kederi görme
Üstüme yıktığın kaderi görme
Ömrümden çaldığın günleri görme
Beni de görmeden gidebilirsin

Sen düşün yaranı kimler saracak
Sen düşün gönlünü kim avutacak
Bir an önce kaybol oldu olacak
Bir veda etmeden gidebilirsin

Demek ben suçluyum bir tek sen haklı
Ben zalim bir düşman sense zavallı
En güzeli alıp beni asmalı
Beni affetmeden gidebilirsin

Zorlama kendini veda etmeye
Zorlama gözünden yaşlar dökmeye
Mecbur da değilsin birşey demeye
Hiç bir şey demeden gidebilirsin..


GÖZLERİN KAL DİYOR

Buna nasıl ayrılık bu nasıl veda
Gözlerin kal diyor dudakların git
Bakışın anahtar gözlerin kilit
Ellerin aç diyor dudakların git

Ayrılık dönüşü olmayan nehir
Yalnızlık yıkılmış bomboş bir şehir
Kaç sevda kül oldu böyle kimbilir
Gözyaşın kal diyor dudakların git.

Gidersem bir daha dönmeyeceğim
Kalırsam kalbime yenileceğim
Çözemedim seni delireceğim
Gözlerin kal diyor dudakların git

Duvardan insin mi resimlerimiz
Yabancı olsun mu isimlerimiz
Ya o deli dolu gecelerimiz
Anılar kal diyor dudakların git

Bu romanda biter belki birazdan
Ne aşklar yıkıldı gururdan nazdan
Ağlıyor besteler yine hicazdan
Şarkılar kal diyor dudakların git


HANİ BAZI GÜNLER

Hani bazı günler küsmüyor musun
İçimden dünyayı yıkmak geliyor
Duvarlar misali susmuyor musun
İçimden dünyayı yakmak geliyor

Dünyalar bir yanda aşkım bir yanda
Zaman kısalıyor senin yanında
Geç kaldım gidelim dediğin anda
İçimden saati kırmak geliyor

Kimi gün sitemler ediyorsun ya
Elini elimden çekiyorsun ya
Kapıyı vurupta gidiyorsun ya
İçimden dünyayı yıkmak geliyor...


HATIRALAR..

Sen gideli buralardan
Yakar beni hatıralar
Sımsıcak bir yorgan gibi
Sarar beni hatıralar

Unutamam ne yapsam da
Ansam da bir anmasam da
Gece gündüz her anımda
Sorar seni hatıralar

Yalnızlıktan suskun gibi
İkimize küskün gibi
Bazen deli kurşun gibi
Vurur beni hatıralar

Takvimdeki yıllar gibi
Seni alan yollar gibi
Fincadaki fallar gibi
Bulur beni hatıralar.


İKİMİZ AYNI GÜNDE DOĞMUŞUZ

İkimiz aynı günde doğmuşuz
Birimiz kuş tüyü bir yatakta
Birimiz acıların kucağında
Birimiz doğar doğmaz üç doktor kesmiş göbeğini
Birimizin kendi anası
Birimize günlerce zevk mutluluk emzirmişler
Birimize yokluk, acı ve sefalet

İkimiz aynı gün okula başlamışız
Birimiz şehrin en pahalı kolejinde
Birimiz bir mahalle mektebinde
Birimizin evinde özel günler, özel öğretmenler
Birimizin evinde yaşanmamış gün görmemiş
En acı dersler...

Ve yıllar sonrasında birimizin elinde yaldızlı diplomalar
Birimiz ortaokuldan terk
Ve hayatı boyunca tek!

İkimiz aynı gün gurbete çıkmışız
Birimiz avrupa'ya tahsile
Birimiz askere
Birimize adam oldu dediler alkış tuttular
Birimizi hep yok saydılar ve de unuttular

Birimiz hep ev değiştirdi, dost değiştirdi, sevgili değiştirdi
Tıpkı gömlek değiştirir gibi
Birimiz ne değişti, ne değiştirdi sevdiklerini
Bir saatli bomba gibi gömdü içine çektiklerini!

Ama birgün
İkimiz de öleceğiz
Elbette senin mezarın mermerden olacak
Benimkisi şüphesiz meçhul kalacak
Ama unutma
Sakın unutma dostum
Senin Tanrı'ya borcun
Benimse hep alacağım olacak...


KAHVE GÖZLÜM

Yolumuz bu kadarmış be kahve gözlüm
Artık
Tersine akan bir nehir gibi
Yıkılmış bir şehir gibi
Suya yazılmış bir şiir gibi
Adımı unut
Yalnızlığın boşluğunda
Sensizliğin sonrasında
Bil ki
Beş para etmiyor umut
Etmiyor be kahve gözlüm!

Yalan yanlış
Kırık dökük yaşadık biz bu aşkı
Erken emekli olduk biz bu sevdadan
Biliyorsun
Hep direkten döndü umutlarımız
Hep kendi kalemize attık gollerimizi
Ne acemi bahçıvanmışız meğer ikimiz
Açmadan soldurduk güllerimizi
Açmadan soldurduk be kahve gözlüm!

Bir değirmen taşı gibi ezip gittin umutlarımı
Şimdi yüreğim mutsuzluğun hedef tahtası
Sokaklara sığmıyor bu dev yalnızlığım
Bu cumartesiler;
Çığlık çığlığa şiirlerim seni istiyor bana inat
Gel gör ki;
Son kurşunu yemiş bu sevdaya
Yetmiyor şımarık pişmanlıklar
Yetmiyor be kahve gözlüm!

Bir isyan faslıdır şimdi bu suskunluğum
Hovardaca harcanan mevsimlere
Bu kaçışlara - bu gelgitlere
Ömrümüze kesilmiş biletlere
İsyanımdır - bu acı acı - gülüşüm
Oysa;
Kaç kez sildim seni haritamdan
Kaç kez mil çektim o kahve gözlere
Gel gör ki;
Kendime bile geçmiyor artık sözüm
işte bir kürek mahkumu
İşte bir yürek mahkumu
Kapında yine
Bitmedi bu kara sevda
Bitmiyor be kahve gözlüm!..


ONA SEVDİĞİMİ SÖYLEYİVERİN

Ecelim zamansız gelirse bir gün
Ona bu şarkımı dinletiverin
Bu en son dileğim, en son sözümdür
Ona sevdiğimi söyleyiverin

Benden başkasına gitmiş olsa da
O güzel aşkımız bitmiş olsa da
Üstünden mevsimler geçmiş olsa da
Ona sevdiğimi söyleyiverin

Sonu hiç gelmeyen bir roman gibi
İçimde sönmeyen bir volkan gibi
Yazılsın bu sevdam bir destan gibi
Ona sevdiğimi söyleyiverin.



SEN BÖYLE GÜZELSİN

Sen böyle güzelsin, sen böyle tatlı
İçimden hep seni sarmak geliyor
Yıllar var gönlümde, hasretin saklı
İçimden hep sana koşmak geliyor

Söz geçmiyor artık yasak aşkıma
Ne olursun beni yanlış anlama
Belki bu arzuma kızacaksın ama
İçimden hep seni öpmek geliyor

Geçtiğim her yolda karşıma çıksan
Bir tatlı gülüşle yüzüme baksan
Gönül ocağımı aşkınla yaksan
İçimden uğruna ölmek geliyor

TEBRİK EDERİM

Hani sen ölsen de unutamazdın
Ölmeden unuttun tebrik ederim

Bir ömür geçse de ayrılamazdın
Bir günde ayrıldın tebrik ederim

Ne çabuk unuttun ne çabuk bitti
Kimbilir kiminle nerdesin şimdi

Bin kalbin olsa da hani benimdin
Bir kalbi çok gördün tebrik ederim

Bunu senden beklemezdim yemin ederim
Büyük oyuncusun seni tebrik ederim

Ne kadar sevmiştim ne kadar seni
Bu deli gönlümün sendin sahibi

Ne yazık kazanıp gidenler gibi
Kazanıp terkettin tebrik ederim


USANMADAN SEVECEĞİZ BİRBİRİMİZİ

Hayır! Bu sana son şiirim olmayacak
Ne de son şarkım... Asla!
Yazacağım hergün yeniden
Hergün bir öncekinden fazla...

Bir gün seni anlatacağım
Bir gün aşkını...
Belki sonuncu şiirimde bulacağım
En sıcak bakışını! ...

Sonra kendimden bahsedeceğim
Mısralarda titreyeceğim ılık ılık.
"Bu şarkı var ya!" diyeceğim
Anlayacaksın ve güleceksin ışık ışık...

Z' ye gelmeyeceğim hiç
Hep A' larda demirleyeceğim
Sen özlemler açacaksın sabırsızlığında
Bense fırtınalarda serinleyeceğim!

Ve böyle sürüp gidecek aşkımız usanmadan
Usanmadan seveceğiz birbirimizi
Sen bana, ben sana doymadan
Ancak ölüm yenebilecek ikimizi.


VE KAYBETMEK SENİ

O seni düşünmek yok mu
Geceler dolusu seni düşünmek
Sarılmak karanlıklara sen diye
Sen diye kucaklamak yorganı okşamak, öpmek

O seni beklemek yok mu
Her gün sabahlara dek uykusuz beklemek
Ahh, ayak sesleri, kapı gıcırtıları bilemezsin
Bir defa yaşamaktır o, bin defa ölmek

O seni özlemek yok mu
Saçlarını, ellerini, dudaklarını özlemek
Uzun uzun gözgöze gelmek seninle
Seninle bir olmak, beraber olmak, sevişmek

O seni gizlemek yok mu
Kuşlardan, çiçeklerden bile kıskanıp gizlemek
Seni saklamak içimde delice, divanece
Öylece yaşamak seni, öylece sevmek

Ve seni kaybetmek yok mu
Bulduktan sonra seni kaybetmek
İşte o beni yakan, yıkan, solduran
Ses versem de duyamazsın artık
Yüreğimde kan, gözlerimde kan, dudaklarımda kan


VEDA

Ellerim titredi veda ederken
Yalvarıp "dur gitme" diyesim geldi
Sen gittin karardı gözümde dünya
O anda orada ölesim geldi!

Ansızın kayboldun köşe başında
Zamansız bir deprem koptu bağrımda
Kendimi kaybettim işte o anda
İnan ki dünyayı yıkasım geldi!

Ardına bakmadan gittin o gidiş
Kalbimi koparıp atasım geldi
Bu veda gerçek mi inanamadım
Başımı taşlara vurasım geldi!


YAKILACAK ADAM

"İlk ateşi sen yaktın
Son yangın da senden olsun
Senin canın sağolsun"

Bilmeliydim
Bir sabah çekip gideceğini
Dünyayı başıma yıkıp gideceğini bilmeliydim
Ve sen daha kırmadan bu aşkın kalemini
Ben herşeye eyvallah deyip
Çekip gitmeliydim bu şehirden

Ben yakılacak adamım bu şehirde
Sana böyle yandığım için
Ben asılacak adamım bu şehirde
Seni böyle sevdiğim için

Oysa
Neler öğretti hayat bana
Gülerken ağlamayı
Sırtımdan vurulmayı
Aç susuz yaşamayı...
Daha neleri öğretti hayat bana
Bir sana yalvarmayı öğrenemedim
Bir de seni unutmayı

Ben yakılacak adamım bu şehirde
Sana böyle yandığım için
Ben asılacak adamım bu şehirde
Seni böyle sevdiğim için

Sen sahte mutlulukların süslü prensesi
Sen sosyetik barların şımarık sokak kedisi
Sen mutluluğun korkak faresi
Sen hep aynı gecelerin
Hep aynı şarkıların
Hep aynı masaların vazgeçilmez mezesi
Senin cirit attığın sokaklarda
Ne gezer aşkın vefanın gölgesi
Çek git artık!
Yaşanmasın bir daha aşkın böylesi
Çek git artık!
Bitsin burada bu aşkın hikayesi

Oysa
Bir yudum mutluluğun için
Yollarına bir ömür serdim
Oysa
Bir gelişin için
Sokaklarına binlerce sabır ektim
Hasretse hasret
Acıysa acı
Uğrunda en kralını çektim
Üstelik yalnız ve tektim
Senin bir taş olduğunu nereden bilecektim?

Biliyorsun...
Seni bebekler gibi sevdim
Seni çiçekler gibi sevdim
Seni melekler gibi sevdim
Çünkü sen
Tapılacak kadındın (!) bu devirde
Oysa ben
Sana böyle yandığım için
Sana böyle kandığım için
Seni böyle sevdiğim için
Asılacak adamım bu şehirde
Yakılacak adamım bu şehirde

Git git artık...
Güle güle!



BABAN ŞEKERCİ Mİ?

NE KADAR GÜZELSİN NE KADAR TATLI
BABAN ŞEKERCİ Mİ ? KIZ YOKSA SENİN
SANKİ SAÇLARINA GÜLLER TAKILI
BABAN ÇİÇEKÇİ Mİ KIZ YOKSA SENİN

VURULDUM AŞK DOLU BAKIŞLARINA
BIRAKTIM KALBİMİ AVUÇLARINA
GÖZLERİN KAŞLARIN SAÇLARIN KARA
BABAN KÖMÜRCÜMÜ YOKSA SENİN


KALBİM HEYECANDAN DURDU DURACAK
YAK BENİ AŞKINLA OLDU OLACAK
BAKIŞIN GÜLÜŞÜN ATEŞTEN SICAK
BABAN FIRINCI MI KIZ YOKSA SENİN

BİR GÜN ORADASIN BİR GÜN BURADA
SENİ DÜŞÜNMEKTEN BURNUN HAVADA
GÖZÜN YÜKSEKLERDE BURNUN HAVADA
BABAN PİLOT MUDUR KIZ YOKSA SENİN

TARİFSİZ BİR AŞKLA İÇİMİ YAKTIN
GÖNLÜMDEN YOL BULUP KALBİME AKTIN
SÖZLERİN GÜMÜŞSE SÜKUTUN ALTIN
BABAN KUYUMCUMU KIZ YOKSA SENİN

SENİNLE BENZERSİZ BİR AŞKA DÜŞTÜK
KİM GÜN BARIŞTIK KİM GÜN DÜŞTÜK
ASTIĞIN ASTIKMIŞ KESTİĞİN KESTİK
BABAN PADİŞAH MI KIZ YOKSA SENİN

BÖYLE BİR GÖNÜLLE NASIL YAŞARSIN
ACIMAZ KLABİNLE CANLAR YAKARSIN
HAKSIZ OLSAN BİLE HAKLI ÇIKARSIN
BABAN AVUKAT MI KIZ YOKSA SENİN

SENDE BAMBAŞKA BİR BÜYÜ VAR KESİN
ŞARKI MI TÜRKÜ MÜ ŞİİR Mİ NESİN
BİNLERCE ŞARKIYI SUSTURUR SESİN
BABAN BESTEKAR MI YOKSA SENİN
BABAN BİR ŞAİR MI KIZ YOKSA SENİN



BAK SEN ŞU ALLAH'IN İŞİNE

Allah
İki göz vermiş bana
Biri dünyayı biri seni görmek için

Allah
İki el vermiş bana
Biri umutları
Biri seni tutmak için

Allah
İki ayak vermiş bana
Biri aşka
Biri sana koşmak için

Gel gör ki
Allah
Bir kalp vermiş bana
Yalnız seni
Sadece seni sevmek için


BAKARSIN

Bir daha açılır çivilenmiş kapılar
Yeniden açar umut çiçeklerin
Yüreğindeki ölü toprak yeşerir
Ansızın bir dost çalar zilini bir gece yarısı
Bir sabah beklediğin o mektup gelir
Özlediğin telefon çalar
Bakarsın
Koluna girer yepyeni umutlar

Unutma
Bu güneş ısıtmak için anılarını
Bu rüzgar savurmak için acılarını
Bu bahar yaşatmak için sevdalarını
Ve bu sabah yeniden kucaklaman için yarınlarını
Senindir
Sanadır.


BEN BİR TEK KADIN SEVDİM
Sen uyurken
Hasretin dökülür gecelerden sokaklara
Gelir yüreğime çöker
Her gün başka bir pencerede
Sensizliğimin yollarına bakar
Ve boynunu büker

Sen uyurken
Hayalin süzülür yıldızlardan kollarıma
Gelir başucuma düşer
Her gün başka bir özleyişle
Yalnızlığımın kollarına düşer
Ve dönüşünü bekler

Ben bir tek kadın sevdim
Oda sendin.
Ben bir tek sende yandım
Alevlendim delilendim
Ben bu sevdayı
Kutsal bildim
Yemin bildim
Söz bildim


BİR BEN SANA KAVUŞMADIM

Nasıl yanmam ben bu aşka
Mutluluğu bulamadım
Alıp gittin beni benden
Bense seni alamadım

Gün geceyle buluştu da
Çöl yağmurla tanıştı da
Dağlar dağa kavuştu da
Bir ben sana kavuşmadım

Bir sözüm yok aşk yalansa
Senin sevgin bu kadarsa
Senin oldu neyim varsa
Bir ben senin olamadım


ÇİÇEK PASAJI

Unutup gitmişsin verdiğim gülü
Onu bir köşede bulup getirdim
Belki hatırlarsın diye o günü
Çiçek pasajından sana getirdim

Yine orda gördüm yaşlı kadını
Anmadan gitmedi senin adını
Ayrıldık deyince kırdı sazını
Sana kemanından bir tel getirdim

Sen yoktun oturdum boynum bükülü
Hala duruyordu aşkının külü
Ansızın görünce yerde o gülü
Gözümde yaşlarla sana getirdim...

Bu zahmet bu ısrar sorma ne diye
Yaralı bir kalpten sanma hediye
Bir ömrü nasıl da sordun diye
O gülü bir daha sana getirdim.


KAHIR MEKTUBU


"Bu mektuba bütün postacılar ağladı".
Ne zaman iki satır yazmaya kalksam
Hep sana, hep seni hep bizi yazıyorum
Ne zaman bir kadeh alsam elime
Hep sana, hep seni, hep bizi içiyorum

Her gece kederdeyim, durmadan içiyorum
Sevda ektim kalbime, yalnızlık biçiyorum.

Elveda deyip bir gün viran edip gönlümü
Ayrılıp gidişinin bu gece yıldönümü
Bugün de sensiz içtim, bu akşam sensiz hiçtim.
Bu gece her damlayı, iki kadehe biçtim
Ayrılık öyle zor ki; kimsesiz kalan bilir
Gözyaşı ne demektir; her gün ağlayan bilir

Her gece kederdeyim, durmadan içiyorum
Sevda ektim kalbime, yalnızlık biçiyorum

Yokluğunla baş başa, kendimden geçiyorum
Şerefe deyip şimdi, bin kahır içiyorum
Birazdan gözlerimden geçersin ılık ılık
Nice yıllar sevgilim, mutlu olsun ayrılık
Sevincim kederim sen,
Gözüm sen ellerim sen
Benim ne suçum var ki
Sen benim kaderimsen.

Karıştırmış kaderim şu gönlümün harcını
Yaş döküp ödüyorum, ben bahtımın borcunu
Dertliyim efkarlıyım gönlüm yine tasada
Unutmak istiyorum kendimi bu masada.

Herşey yalnız senin için üzme kendini
Belki bugün belki yarın
Anlayacaksın, çok sevdiğimi,
Ağlayacaksın
Ayrılık mı çıktı falda
Sen bir yanda ben bir yanda
Böyle bir aşk bu zamanda
Belki bu gün belki yarın
Anlayacaksın çok sevdiğimi,
Anlayacaksın...

Rüzğar gibi geçti yıllar
Tutunacak dal kalmadı
Biran mutlu olmak için
Çekilmedik dert kalmadı


İŞTE GİDİYORSUN
‘Zaten büyük aşkların kadını olamazdın sen adresim yanlıştı kahramanım yanlış…’



İşte gidiyorsun
Merdivenlerde bir ölüm sessizliği
Dışarıda kül rengi yağmurlar
Üzerinde en çok sevdiğim ceketin
En acısı
Unut gitsin der gibi ıpıslak kirpiklerin
Ve ilk defa
Bu kadar aceleci
Ellerin, ayakların, gözlerin
Söylenecek ne varsa bitti-doğrudur-
Artık bu saatler
Kanadı kesik bir sevdanın
Kalemi kırık bir aşkın
Ve sayfaları yanık bir romanın sonudur

İşte gidiyorsun
Ellerinle açtığın bütün kapıları kapayarak
Hayat verdiğin odalardan gölgeni de alarak
Ve sürgüne verip bütün düşlerimi
Dağ gibi bir adamı yakarak
Anlıyorum bu suskunluk
Bir aşkın açılmamış son mektubudur
Geride bıraktığın
Saksıda bir gelin çiçeği
Masada küskün bir anahtar
Yüreğimde parmak izlerin
Ve cevapsız yüzlerce sorudur

İşte gidiyorsun
Dikerek gözlerime o mağrur bakışını
Yıllardır düşlediğin zaferi kutlayarak
Ve bir masum veda gibi sokulup yanıma
Ellerinle yüreğimi parçalayarak
Tarihte bugün
Aylardan eylül
Günlerden hüzün
Saatlerden ondur
Sen kazanmayı
Ben kaybetmeyi seçtim
Anlıyorum
Bu ikimiz için artık sondur

İşte gidiyorsun
Ve biliyorsun
Birazdan sol yanıma düşeceğim
Yaramın olduğu yana
Vurduğun yere yani
Ne de olsa ayrılık acıdır zordur
İşte karşında
Ağır yaralı bir adam
Bir avuç gözyaşı
Ve ihanet makamında bir şarkı
Suç mahallinde
Senden kalan son delil budur
Git hadi git vazgeçilmezim
Şunu bil ki
Dünyada bütün mezarlıklar
Senin gibi vazgeçilmezlerle doludur…

GEL KABRİME

Öldüğüm gün hiç üzülme
Yas tutmadan gel kabrime
Yırtık olsun bir resmini
Küs de olsak koy kabrime

Unutma hiç ne olursun
Elinde bir kalem olsun
Gelen geçen hep okusun
Kaderimi yaz kabrime
Niye öldüm yaz kabrime

İstemem hiç boyun bükme
Gözlerinden yaşlar dökme
Hakkın varsa helal etme
Gel bir tekme at kabrime
Yumruğunu vur kalbime


MENEKŞE GÖZLER


Sana nasıl susuzum
Ah bir bilsen diyorum
Sensiz nasıl mutsuzum
Gelip görsen diyorum

Dört yanım paslı kilit
Ah ümit biraz ümit
Ne olur beni işit
Bu son arzum diyorum

Yoruldum kavgalardan
Kül oldum yangınlardan
Ahh ben buralardan
Alıp gitsen diyorum

Al beni aşk burcuna
Razıyım can borcuna
Dünyanın bir ucuna
Çalıp gitsen diyorum

Kaybolsam izlerinde
Sır olsam gizlerinde
Menekşe gözlerinde
Beni gömsen diyorum


NANKÖR ÇİÇEK
“Sen değil bundan böyle Anlarsa beni hicaz şarkılar anlar.”


Bu taş duvarlar anladı beni
Bu boş sokaklar
Kaldırımlar
Sabahçı kahveleri
Bu buz yataklar
Bu ıslak yataklar
Bir sen anlayamadın
Ona yanarım

Kimsesiz çocuklar tanıdı beni
Terk edilmiş kadınlar
Unutulmuş adamlar
Çiçek satan çocuklar
Evsiz barksızlar parasızlar
Açlar serseriler sarhoşlar
Bir sen tanıyamadın
Ona yanarım

En yoksul sofralar çağırdı beni mutluluğa
En umutsuzlar
Boynu bükükler çaresizler
Bulutlar çağırdı beni yanına
Yıldızlar uçurumlar
Ölüm çağırdı beni ecel çağırdı
Bir sen çağıramadın
Ona yanarım

Sorgularda polisler inandı bana
Sınırda jandarmalar
Gözü kara katiller inandı
Hırsızlar soyguncular
Hatta putperestler Allahsızlar
Bir sen inanmadın
Ona yanarım


NİKAH MEMURU

Birazdan gelecek o gelin var ya
Araya aşk diye koydu gururu
Bir imzayla bitmez bizim aşkımız
Durdur bu nikahı nikah memuru

Ona bir ikisöz diyeceğim var
Maziden bir hesap soracağım var
Ondan bir mutluluk alacağım var
Durdur bu nikahı nikah memuru

Bütün dostlarını davet etse de
Bensiz mutluluklar ümit etse de
İmzayı atarken evet dese de
Durdur bu nikahı nikah memuru
Kıyma bu nikahı nikah memuru



SEN DE BİR MASALMIŞSIN

Gerçek sanıp aldandım
Sen de bir yalanmışsın
Geç de olsa anladım
Sen de bir masalmışsın

Verdiğin sözler yalan
Güldüğün gözler yalan
İşte gösterdi zaman
Sende bir masalmışsın

Yabansın yabancıdan
Yalansın yalancıdan
Ustasın bir falcıdan
Sen de bir masalmışsın

Kaybolan yıllar gibi
Uzayan yollar gibi
Açtığın fallar gibi
Sen de bir masalmışsın

Unutmam diyen kimdi
Ayrılmam diyen kimdi
Hani nerdesin şimdi
Sen de bir masalmışsın


SERENA
'Ayrılığın acısını ve ölümün en güzelini en iyi şairler bilir'


Yine yetişemedim son trene
Yine geç kaldım mutluluğa Serena
Ardından
Boş bir bavul gibi bıraktım kendimi sokaklara
İçim dışım darmadağın
Sanki altında kaldım koskoca bir yanardağın
Hala inanamıyorum olanlara
Oysa
O değil ben olacaktım kollarında
Hani ben olacaktım Serena?

Bu sabah
Menekşe satan kızlara bıraktım gözlerini
Simit satan çocuklara o sımsıcak ellerini
Yaşlı bir eskiciye senli bütün hayallerimi
Ve bir tinerciye bende kalan son resmini
Bende hiçbirşeyin kalmadı bilesin
Artık kaderimi örmüyorum saçlarına
Oysa daha dün
Ben vardım çöl ateşi avuçlarında
Ben vardım Serena...

Keşke gözlerime miller çekseydin Serena
Zehirler katsaydın sularıma
Mayınlar döşeseydin yollarıma
Ve dinamitler koysaydın bu aptal yüreğime
Bana yaşatmasaydın o günü
Ve bana yaşatmasaydın böylesine bir ölümü...
Bilirsin rüzgara bıçak
Yağmura ateş
Buluta kurşun işlemez
Sen de öyle vurup gittin ki beni
Artık bana hiçbir acı kar etmez...
Hiçbir acı Serena

Bütün bu olanlar yetmezmiş gibi
Gelip gelip seni bana sormuyorlar mı?
Daha adının ilk hecesinde yıkılıyorum
Küssem olmuyor
Sussam olmuyor
Kaçsam olmuyor
Yüreğime taş basıyorum
Ve en acısı ne biliyor musun?
Her sabah seni yeniden yüreğimdeki darağacına asıyorum
Ve sonra oturup
İkimiz için çocuklar gibi ağlıyorum
Çocuklar gibi Serena...



UNUTMAMAK İÇİN-III
“Öyle acımasız savurdu hayat
Seni bir yana beni bir yana”
Gittiğin gün
Bütün ayrılıkların hesabı benden soruldu
Bütün acılı şarkıların
Bütün hazin sevdaların
Gittiğin gün
Her çiçeğe bir gözyaşı
Her kelebeğe bir ağıt
Bana da yüzlerce şiir düştü
Yazmaya mahkum
Gözlerin için…

Ben ki
Dönüşüne hasret yaşadım bütün nisanları
Ve gülüşüne hasret bütün baharları
Gel gör ki
Bir dağa çarpar gibi çarptı yüreğim yokluğuna
Bir ben bilirim
Gururumu hangi taşlara vurduğumu
Başımı hangi duvarlara
Ve hangi uçurumlara köprüler kurduğumu
Bir sana kavuşmak için

Sen gideli
Bütün yollarımın yolları kesik
Bütün dallarımın dalları kırık
Kaç geceye bekçi
Kaç sabaha nöbetçi
Ve kaç uykusuz trene biletçi oldum
Gelmedin
Oysa hep karlar içinde sakladım umutlarımı
Yağmurlar içinde kuruttum gözyaşlarımı
Ve kanatarak açtım gölgene avuçlarımı
Bir sana sarılmak için

Bir ucu kalbimde kaldı bu sevdanın
Bir ucu ellerinde
Bir adımı sende kaldı sonumun
Bir adımı sabrımda
Çünkü
Bulutlara çizilmiş
Yıldızlara yazılmış
Ve yüreğime kazınmış bir kara sevdaydı bu
Günlerce
Kışlardan güneş
Karlardan ateş topladım
Ve bütün ölümleri erteledim
Bir sana dokunmak için

Oysa daha gittiğin gün
Uykularımı çaldım gözbebeklerimden
Dizlerimde uyuttum
Acılarımı kopardım yüreğimden
İzlerinde avuttum
Ve sözümü de tuttum
Yanarak için için
İşte bugün
Unutmayı da unuttum
Seni unutmamak için…



YA ZAFER, YA ÖLÜM

Öyle bir aşk vurdu ki beni
Sonbaharın bozgununda
Gece infazları gibi baskında yüreğim
Ya zafer
Ya ölüm yakında...



YA BENİMSİN, YA TOPRAĞIN

Seni benden alamazlar
Ya benimsin ya toprağın
Aşkımız yıkamazlar
Ya benimsin ya toprağın

Hasret dolu gönlümüz var
Baharımız yazımız var
Tanrı şahit sözümüz var
Ya benimsin ya toprağın

Ellerini ver elime
Kilitleri vur gönlüme
Bir başkası ne kelime
Ya benimsin ya toprağın

Seviyorsun seviyorum
Bekliyorsun bekliyorum
Bunu yemin biliyorum
Ya benimsin ya toprağın

Göz yaşların dinsin artık
Umutların gülsün artık
Bilen yoksa bilsin artık
Ya benimsin ya toprağın

VURMA ÖYLE KALBİNE

Vurma öyle kalbine orda olan bak benim
Bilki ordan çıkmaya hiç niyetim yok benim
Geçse sende bin yıllım yanarım bir gün diye
İşte sana hasretim öylesine çok benim.

VEDALAŞALIM

Bir vefa bekleme geçen zamandan
Mevsimler vefasız yıllar vefasız
Bir umut bekleme sevdadan aşktan
Seviyorum diyen kullar vefasız

Gün gelir gönülde solar çiçekler
Yalana karışır bütün gerçekler
Sevenler gideni boşuna bekler
Yolcular vefasız yollar vefasız

Takvimden dökülüp aktıkça zaman
Maziye dost diye sarılır insan
Dönecektir derler, inanma yalan
Falcılar vefasız fallar vefasız


YAZABİLSEYDİM

Şairler kalemi kırardı belki
Bir de ben aşkımı yazabilseydim
Bütün bu notalar şaşrdı belki
Bir de ben şarkımı yazabilseydim!...

Dağlardım gönlünü bir volkan gibi
Yanardım içinde bir orman gibi
Bir şiir bir destan bir roman gibi
Bir de ben acımı yazabilseydim!

Böyle unutulup gitmezdi inan
Senin aşkın bitmezdi inan
Kağıtlar kalemler yetmezdi inan

YAZ BANA SEVGİLİM

Birkaç satır olsun bir selam olsun
Yaz bana sevgilim yaz ne olursun
Yaralı yüreğim bir huzur bulsun
Yaz bana sevgilim yaz ne olursun

O mutlu günlere daldığın anda
Hasretle özlemle dolduğun anda
Eline bir kalem aldığın anda
Yaz bana sevgilim yaz ne olursun

Gözlerine yaşlar indiği yerde
Sitem rüzgarının dindiği yerde
Aşkın gururunu yendiği yerde
Yaz bana sevgilim yaz ne olursun
Bir de ben sevdamı yazabilseydim!

Yasak Şehrin Aşıkları

Ey gündelik aşkların
Tek boyutlu hayatların kadını
Ey gönlümün
Ey ömrümün kaybolmuş yarını
Bil ki
Hiçbir şiirimi boşuna yazmam ben
Boşuna söylemem
Yüreğim ki
Asi nehirlerin
Tersine akan ırmakların çocuğu
Bugün de susmadı çığlıklarım
Yarını bilmem

Ve sende tanırsın ki
Öyle gurursuz
Öyle duygusuz
Öyle kavgasız
Kolay kolay ölmem

Ben ki
Nice yemyeşil mevsimleri gömdüm yollarına
Taptaze saatlerini gençliğimin
Nice gizli intaharlar yaşadı sevdam yokluğunda
Nice allahsız acıları
Nice sabahsız geceleri yüklendim uğrunda
Ve nice kiremit rengi akşamlarda
Saçlarında parmaklarım
Dudağında dudaklarım
Yanağında gözyaşlarım kaldı saklayamam

Seninle
Yasak şehrin aşıkları olsak da ikimiz
İstanmeyen adamı da olsam artık bu aşkın
Hatta mühürlenmiş olsa da yüreğim geri dönüşlere
Sınır dışında olsam da gözlerinin
Vizesiz biletsiz kalsam da sana
Demir kapıları vursan da bütün kavuşmalara
Ben yine de senden kopamam
Çünkü bilirim ki
İçinde sen olmayan bir dünya
Seni anımsatmayan bir gezegen
Ne yapsam ne etsem bulamam
İşte bu yüzden
Ayrılamam ben senden
Asla ayrılamam...


YOSUN GÖZLÜM

Öyle bakma gözlerime
Dağılmışım yosun gözlüm
Hasretinin denizinde
Boğulmuşum yosun gözlüm

Bir bendesin bir uzakta
Bir özgürsün bir yasakta
Arada bir sarılsak da
Yetmiyor ki yosun gözlüm

Dağlar gibi özlesem de
Hasretinden delirsem de
Bir mum gibi erisem de
Gelmiyorsun yosun gözlüm

Anlatılmaz bir duygu bu
Vazgeçilmez bir tutku bu
Unutulmak tek korkum bu
Bilmiyorsun yosun gözlüm


YİNE GÖNLÜMDE BAHAR

Yine kar mı yağıyor, kalbe yağsa da ne var
Yine gönlümde ümit, yine gönlümde bahar
Solmayacak bu sevda geçse asırlar
Yine gönlümde ümit, yine gönlümde bahar.