(Arkanı dön)
Zaman zaman
Kendimi yalnız hissediyorum
Ve sen hiç uğramıyorsun
Zaman zaman
Birazcık yoruluyorum
Göz yaşımın sesini dinlemekten
Zaman zaman
Birazcık asabiyim
Yılların en iyileri geçti sandığımdan
Zaman zaman azcık korkuyorum
Ama sonra gözlerindeki bakışı görüyorum
(Arkanı dön, pırıl pırıl gözler)
Zaman zaman yıkılıyorum
Zaman zaman
yıkılıyorum
Zaman zaman
Huzursuzlanıp
Rüyâmda vahşi şeyler görüyorum
Zaman zaman
Acizleşip
Kollarında bir çocuk gibi oluyorum
Zaman zaman
Sinirlenip
Ağlamaya dışarı çıkma gereksinimini duyuyorum
Zaman zaman azıcık korkuyor
Ama ardından gözlerindeki bakışı görüyorum
Zaman zaman yıkılıyorum
Zaman zaman
Yıkılıyorum
Ve bu gece, sana şimdi ihtiyacım var
Sana hiç olmadığı kadar ihtiyacım var
Ve beni sadece sımsıkı tutarsan
Sonsuza dek tutunabiliriz
Sadece doğru yapabiliriz
Çünkü asla yanlış olamayız
Beraber, sonuna kadar götürürüz
Aşkın üzerimde daima bir gölge
(Daima)
Ne yapacağımı bilmem, hep karanlıklardayım
Barut fıçısında yaşıyor, kıvılcım saçıyoruz
Sana bu gece gerçekten ihtiyacım var
Sonsuzluk bu gece başlıyor
Bir zamanlar
Aşık oluyordum
Ama şimdi sadece yıkılıyorum*
Yapabileceğim birşey yok
Tam bir kalp tutulması
Bir zamanlar hayatımda ışık vardı
Şimdi sadece aşk var karanlıkta
Hiç birşey diyemem
Tam bir kalp tutulması
Zaman zaman
Biliyorum ki sen asla
İstediğin o oğlan olmayacaksın
Ama bazı bazı
Biliyorum ki o tek oğlansın
Beni olduğum gibi isteyen
Zaman zaman
Bilirim kâinatta yoktur
Senin kadar büyüleyici ve fevkalâdesi
Zaman zaman
Bilirim bundan iyisi yoktur
Yapmayacağım hiç birşey yoktur
Zaman zaman yıkılıyorum
Zaman zaman yıkılıyorum
[tekrarlama]
*Dikkat!:
'Once upon a time, I was falling in love, but now I'm only falling apart' bir cinastır Türkçe'ye çevrilemez:
'(to) fall in love' aşık olmaktır; '(to) fall apart' yıkılmaktır.
- Racism is not far, it is in everybody's nature. Detect thy fears, thy prejudices, and live in unison with these fears and every being that does not harm thee.