Mevlana Şiir - Rumi Poem - Turkish to English PLEASE and THANK YOU!

Thread: Mevlana Şiir - Rumi Poem - Turkish to English PLEASE and THANK YOU!

Tags: None
  1. Balkaneuro said:

    Smile Mevlana Şiir - Rumi Poem - Turkish to English PLEASE and THANK YOU!

    Can someone please help me finish my translation of this to English for me? Just edit the parts i translated if its wrong and fill in the rest, please! Şimdiden teşekkur ederim!

    Hayatta Neyi Öğrendim? // What did i learn in/from life

    Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. // i was born inside a never ending darkness
    Işığı gördüm, korktum. Ağladım. // I saw the light, i got scared. i cried.
    Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim. // In time i learned to live with the light
    Karanlığı gördüm, korktum. // I saw the dark, i got scared
    Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi…Ağladım.

    Yaşamayı öğrendim. // I learned how to live
    Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;Aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim.

    Zamanı öğrendim. // I learned time
    Yarıştım onunla…Zamanla yarışılmayacağını, zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim…

    İnsanı öğrendim. // I learned (about) the human
    Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu…Sonra da her insanin içinde iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim. // Then i learned that inside every person there is good and bad.. and then i learned to find the good and bad in every person

    Sevmeyi öğrendim. // I learned to love
    Sonra güvenmeyi…Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu, // Then to trust.. then i learned that trust is more sincere than love
    Sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim.

    İnsan tenini öğrendim. // I learned the skin of a person
    Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu… // then i learned to find one's soul beneath their skin
    Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim. // and that in actuality the soul is merely beneath the skin

    Evreni öğrendim.
    Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim.

    Ekmeği öğrendim.
    Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.. .Sonra da ekmeği hakça üleşmenin,Bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.

    Okumayı öğrendim. // I learned to read
    Kendime yazıyı öğrettim sonra…Ve bir sure sonra yazı, kendimi öğretti bana… // Then i taught myself how to write .. and shortly after, writing taught me about myself

    Gitmeyi öğrendim. // I learned how to leave
    Sonra dayanamayıp dönmeyi…// then to unbearably return
    Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi… // then to leave again, for the sake of my own self
    Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta…
    Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karsı olması gerektiğine aydım.

    Düşünmeyi öğrendim. // I learned how to think
    Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim.

    Namusun önemini öğrendim evde…
    Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunu öğrendim.

    Gerçeği öğrendim bir gün… // I learned the truth one day
    Ve gerçeğin acı olduğunu… // and that the truth is painful
    Sonra dozunda acının,Yemeğe olduğu kadar hayata da lezzet kattığını öğrendim.

    Her canlının ölümü tadacağını,ama sadece bazılarının hayati tadacağını öğrendim.

    Dostlarım. // My friends
    Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim. // I don't love my friends with my heart nor with my mind
    Olur ya…Kalp durur…Akil unutur… // this is because, the heart stops, and the mind forgets
    Ben dostlarımı ruhumla severim. // i love my friends with my soul
    O ne durur, ne de unutur… // it never stops and nor does it forget

    Belki beni çokta konuştunuz, anlattınız, andınız; ancak beni az anladınız. // maybe you made me talk and tell a lot, but in actuality, you understood me only a little

    -Mevlânâ Celaleddin-i Rumi
     
  2. Balkaneuro said:

    Unhappy

    please can someone finish and edit my translation
     
  3. Essential's Avatar

    Essential said:

    Default

    Yarıştım onunla…Zamanla yarışılmayacağını, zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim…

    I raced with it..I can't race with time,I can't peace with time, I learned them all in the length of time.


    Evreni öğrendim.
    Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim.

    I learned universe
    Than,I learned how to clarify universe,At the end, I learned that I must clarify my surrounders to clarify universe

    Ekmeği öğrendim.
    Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.. .Sonra da ekmeği hakça üleşmenin,Bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.


    I learned bread.
    Than, I learned that bread should be produced for peace..After that, I learned that sharing breads fairly is important as producting breads.

    Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi…Ağladım.
    Somedays I send off my friends to infinite darkness. I cried.

    Corrections welcomed.I will try to translate rest tomorrow .
     
  4. Balkaneuro said:

    Default

    thanks!