Mazlum Çimen - Ekmek Şarap Sen Ve Ben

Thread: Mazlum Çimen - Ekmek Şarap Sen Ve Ben

Tags: None
  1. Matilda's Avatar

    Matilda said:

    Default Mazlum Çimen - Ekmek Şarap Sen Ve Ben

    Merhaba!

    Can someone please translate this song?

    Cok cok tesekkurler!



    Mazlum Çimen - Ekmek Şarap Sen Ve Ben

    bir de sabahın dördü
    dışarda kar
    odamız ılık
    gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe
    anlattın bana ağzı sarımsak kokan bir çocukla yattığını
    aşkı tattığını, karım dediğini ve aldattığını
    kıskandım gogen'i tahitilim
    terlemiş vücudunu silerken
    cüzzam mikrobunu ve yaktığı kulübesini
    saçların bağlamıştı ellerimi muz kokulum
    güneşi doğurmuştu ölü cisim
    martı çığlıklarıyla bir sahil kayalığında
    nefesin vücudumu yakıyordu yer yer
    sam yelim sahra-i kebirim
    kahrettim her şeye o gün
    babanın şarap çanağına,
    gogen'e,
    kadere,
    sana,
    bana ,
    bir de gittiğin arabanın tekerine
    ne diyordum arkadaş....
    diyordum ki ben bu zıkkımı içmek için içerim
    ama içerken düşünmem neden içiyorum diye
    daha sonra yaparım hayatın felsefesini
    sırayla olurum fatih, selim, kanuni
    bazen kadın hamamında tellak....
    bazen christoph colomb
    napolyon'ken düşünürüm elbede geçen günleri
    `timur 'ken beyazıt'ı yenişimi....
    bir kere aristo'nun hocası olmuştum
    ona verdiğim dersle gurur duymuştum
    bazen jan dark'ı kurtarmak için çalışan bir kahraman
    bazen odunun ateşleyen bir cellat olurum
    eğer daha da içersem
    shaskespare halt etmiş derim karşımda
    salyalı dudaklarımdan yayık sesimi dinlerim de
    işte mozart'ın aradığı melodi bu diye gülerim
    enayiymiş be platon...
    bir içsinde görsün....ne felsefesi varmış bu hayatın
    anlasın geçmişi kınalı dünyanın kaç bucak olduğunu
    islak kaldırımlarda yürürken acırım
    önde yalpa vuran sarhoşun zavallı haline
    ukalalık işte derim neme lazım senin
    kendine bak; sende bir serserin bir sarhoş....
    ve yavaş yavaş kaybolur acı kahkalarım
    şehrin izbe sokaklarında
    yavaş yavaş kaybolur benliğim...
    Yanacağız ikimiz de ateşte...
     
  2. Matilda's Avatar

    Matilda said:

    Default

    Merhaba!

    Lutfen!

    Bu sarki cok guzel!

    Cok cok tesekkurler!
    Yanacağız ikimiz de ateşte...
     
  3. muge's Avatar

    muge said:

    Default

    Mazlum Çimen - Ekmek Şarap Sen Ve Ben – bread, wine, you and me

    bir de sabahın dördü - and its 4 am in the morning
    dışarda kar – outside there is snow
    odamız ılık – our room is warm
    gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe – while your eyes(tears) were dropping on the empty glass
    anlattın bana ağzı sarımsak kokan bir çocukla yattığını – you told me that you have slept with the guy, whose mouth is smelling garlic
    aşkı tattığını, karım dediğini ve aldattığını – that you have tasted love, you have said “ my wife”, and you have cheated
    kıskandım gogen'i tahitilim – I was jealous of gogen, my tahitian
    terlemiş vücudunu silerken – while you were wiping your sweaty body
    cüzzam mikrobunu ve yaktığı kulübesini – the laprosy microbe and and the hut that he burned
    saçların bağlamıştı ellerimi muz kokulum – your hair tied my hands, my banana smelly ( it’s an addressing, like my love )
    güneşi doğurmuştu ölü cisim – the dead body gave birth to the sun
    martı çığlıklarıyla bir sahil kayalığında – with the screams of the seagulls, in a coast reef.
    nefesin vücudumu yakıyordu yer yer – your breath was burning my body in patches
    sam yelim sahra-i kebirim – my wind of Damascus, my great desert
    kahrettim her şeye o gün – I cursed everything that day
    babanın şarap çanağına, - to your fathers wine bowl ( it’s a unique Turkish badword, it mostly uses like “sh*tting to the someones wine bowl, it means I curse you)
    gogen'e, - to gogen
    kadere, to the destiny
    sana, - to you
    bana , - to me
    bir de gittiğin arabanın tekerine – and to the wheel of the car by which you have gone
    ne diyordum arkadaş.... – so what was I saying, my friend?
    diyordum ki ben bu zıkkımı içmek için içerim – I was saying that “I drink this poison for drinking” (he also may refer to alchohol drinks or smoke, I translated it as it’s a drink )
    ama içerken düşünmem neden içiyorum diye – but while drinking, I don’t think why I m drinking
    daha sonra yaparım hayatın felsefesini – later I do the philosophy of life
    sırayla olurum fatih, selim, kanuni – I become one by one fatih, selim, kanuni ( the ottoman sultans, faith sultan mehmet, yavuz sultan selim, kanuni sultan süleyman )
    bazen kadın hamamında tellak.... – and sometimes the bath attendant in the women Turkish bath
    bazen christoph colomb – and sometimes christoph colomb
    napolyon'ken düşünürüm elbede geçen günleri – I think the days passed in Elbe (it’s a river) while I am Napolyon
    `timur 'ken beyazıt'ı yenişimi.... – my victory to bayezid ( ottoman sultan, 1. Bayezid, also known as Yıldırım Bayezid, he lost against timur in the ankara war, in 1402 and then killed himself) while I am Timur ( a mongolian king, but some documents show that he is a turk as well)
    bir kere aristo'nun hocası olmuştum – once I was the teacher of aristotales
    ona verdiğim dersle gurur duymuştum – I was proud of the lecture that I gave him
    bazen jan dark'ı kurtarmak için çalışan bir kahraman – sometimes a hero, who tries to save Jean D’arc
    bazen odunun ateşleyen bir cellat olurum – sometimes I be an assassin, who burns the fire
    eğer daha da içersem – if I drink more than this
    shaskespare halt etmiş derim karşımda – I ll say “sheakespeare is nothing comparing to me”
    salyalı dudaklarımdan yayık sesimi dinlerim de – I ll hear my voice coming from my salivary lips
    işte mozart'ın aradığı melodi bu diye gülerim – and laugh thinking “this is the melody that Mozart is looking for!-
    enayiymiş be platon... – plato was a foolish…
    bir içsinde görsün....ne felsefesi varmış bu hayatın – let him drink and see.. what philosophy has this life
    anlasın geçmişi kınalı dünyanın kaç bucak olduğunu – let him understand how many town has this hennaed pasted world ( it means to see what it in reality is, its usally used in the bad situation, it explains how difficult everything is)
    islak kaldırımlarda yürürken acırım – I mercy while walking down the streets
    önde yalpa vuran sarhoşun zavallı haline to the situation of the drunk guy who is reeling in the front
    ukalalık işte derim neme lazım senin – this is arrogance, I ll say “what is your potential”
    kendine bak; sende bir serserin bir sarhoş.... – “look at yourself, you are a vagabond and drunk”
    ve yavaş yavaş kaybolur acı kahkalarım – and then, my painful laughters disappear slowly
    şehrin izbe sokaklarında – at the dark streets of the city
    yavaş yavaş kaybolur benliğim... – my personality disappears gradually...
     
  4. Matilda's Avatar

    Matilda said:

    Default

    YOU ARE A SWEETHEART!

    Cok tesekkur ederim!


    Sonunda!
    Yanacağız ikimiz de ateşte...
     
  5. muge's Avatar

    muge said:

    Default

    ) rica ederim matilda, sorry for the delay =)