Sana Bilmediğim bir şey söyleyemem /please help

SANA BİLMEDİĞİM BİR ŞEY SÖYLEYEMEM

Suyun derinliği aynıydı
Ama senin beline benimse omuzlarıma geliyordu
Bütün yapraklar sararıp düşecekti
Ama ilk ben düştüm kalanlar arkamdan korkuyla baktı

Bütün aşklar çok büyük olacaktı
Ama en büyük bizimkisi diyecektik
Her bir insan eşsiz olacaktı
Ama hep kendimizi en değerli zannedecektik

Çamur mu sürmek istiyorsun başkasının duygularına
Önce senin ellerin kirlenecek
Suyla mı gidiyorsun bir başkasının yanan yüreğine
O yürekte hep yerin olacak

Sana bilmediğin bir şey söyleyemem
Ben de hiçbir şey bilmiyorum
Ne kadar iyilik varsa hepimiz için
Hepsini dileyip gerisine direniyorum

Çok sonraları fark edecektik
İyilik temizlik bile göreceli olacaktı
O kadar hızlı kirlenecektik ki
Masumiyet fotoğraflarda eskiyip solacaktı

Korkuyor musun senden farklı olan her şeyden
Korktuğun şey kendi içinde büyüyecek
Ortak mı oluyorsun bir başkasının yalnızlığına
Yüreğin yalnızlık nedir bilmeyecek

Buyurun:

SANA BİLMEDİĞİM BİR ŞEY SÖYLEYEMEM/I cannot tell you something I don't know

Suyun derinliği aynıydı/The water depth was the same (for both of us)
Ama senin beline benimse omuzlarıma geliyordu/But the water reached your waist whilst it reached my shoulders
Bütün yapraklar sararıp düşecekti/All the leaves were about to turn yellow and fall
Ama ilk ben düştüm kalanlar arkamdan korkuyla baktı/But I fel first and the others, frightened, looked after me (after his fall)

Bütün aşklar çok büyük olacaktı/All the loves were going to be great
Ama en büyük bizimkisi diyecektik/but the greatest is ours, we were going to say
Her bir insan eşsiz olacaktı/Every person would be unique
Ama hep kendimizi en değerli zannedecektik/But we'd think we're the most important ones

Çamur mu sürmek istiyorsun başkasının duygularına/Do you want to throw mud at the feelings of others
Önce senin ellerin kirlenecek/First, your hands will get dirty
Suyla mı gidiyorsun bir başkasının yanan yüreğine/Are you going with water to a burning heart
O yürekte hep yerin olacak/Then, you'll always have a place in that heart

Sana bilmediğin bir şey söyleyemem/I cannot tel you something I don't know
Ben de hiçbir şey bilmiyorum/I, I too know nothing
Ne kadar iyilik varsa hepimiz için/Whatever goodness there is for all of us
Hepsini dileyip gerisine direniyorum/I wish them all (all the goodness) and resist the rest

Çok sonraları fark edecektik/We'd come to know it very late
İyilik temizlik bile göreceli olacaktı/Even goodness would be relative
O kadar hızlı kirlenecektik ki/We'd get dirty with such speed
Masumiyet fotoğraflarda eskiyip solacaktı/(that) the innocence would fade away in photographs

Korkuyor musun senden farklı olan her şeyden/Are you afraid of everything that differs from you?
Korktuğun şey kendi içinde büyüyecek/Everything that you fear will get bigger inside you
Ortak mı oluyorsun bir başkasının yalnızlığına/Do you want to share someone else's loneliness
Yüreğin yalnızlık nedir bilmeyecek/Your heart will not know what loneliness is