Berry got me thinking of all the Redd songs I like. I'll just do the normal Parti thing I guess: post a lot of songs and if anyone feels like translating any of them, I eagerly await. I don't think these have been translated yet. But just please don't tell Silver Moon that I'm using the company computer for personal interests.Thank you.
Perhaps it's best to start with some small çerez:
Dekadans
Yeni çıktık farzet sudan
İlkel umutlara safça yaslan ve düşlere dal
Masalın sonunu duymadan
Uykuya yenik düşen çocuk gibi hep masum kal
Ah ne kaldı, ne kaldı
Biraz daha umudum var
Ah ne kaldı, ne kaldı
Hala bir ruhum var
50/50
Havası kaçmış balon gibiyim
Ne yerde ne de gökteyim
Koparmışlar, çiçek gibiyim
Ne vazoyu ne de ellerini isterim
50/50 varsa şansım sebebi yok, doğmuşum belli
Ya gülersin, ya ağlarsın sebebi çok mu önemli
Sus be artık dinlemem seni, akıl verme
Herkesin derdi kendine, akıl verme
Tadı kaçmış aşk gibiyim
Mecbur kalınca sevişirim
Pili bitmiş zaman gibiyim
Ne ileri ne de geri giderim
50/50 varsa şansım sebebi yok yaşarım belli
Ya seversin, ya sevmezsin sebebi çok mu önemli
Masal
Şu an son kez bakıyorum kendi gözlerimden.
Yakında değiştirecekler beni istemeden.
Ben mi seçtimki bu oyunu, kurallarını seveyim?
Bir zar atımı diyordu adam..
Belki de önce onu dinlemeliyim..
Zor; inan çok zor.
Bu küçük ellerle dünyaya tutunmak,
Çok zor.
Gölgesi düşerse ruhuma benden önceki herşeyin,
Perde açılmadan önce kendime gelmeliyim.
Ben mi diktimki bu kostümü neden giyeyim?
Hayat başladığı gibi biter.
Belki de rolümü boşvermeliyim.
Yaşandım Daha Çok
Bir yolculuk gibi geceleri düşümde
Gündüzleri zaten ben olamam ki
Bir kaçak gibi bütün kirlerim üstümde
Soyunup tertemiz kalamam ki
Hani gücüm vardı ruhum ölene kadardı
Hani nefes aldıkça hep bir umut vardı
İnandım, yaşadım, yaşandım daha çok
Ben doğmadan öldürüyorsun, söyle mutlu musun?
Ben hiç yol almadan durduruyorsun, mutlu musun?
Mutsuz olmamdan.
Bir terazi gibi dengesizdim tanrının elinde
Sallanıp durdum bazen güzeldi, bazen işkence
Kendimi aradım kitapların, insanların içinde
Beni bulmak için kimi yolladın peki vakti gelince
Hani kalbim vardı, ölmeden de durmazdı
Hani gözlerim gördükçe hayallerim olacaktı.
İnandım, yaşadım, yaşandım daha çok
Yalancı Dünya
İçeri girip oturdum
İlk gördüğüm boş masaya
Telefonu çıkartıp baktım
Gelen mesajlara
Garson menüyü uzattı
Teşekkür ettim başımla
Bir sigara yaktım
Beklemek kısalır sandım
Yanımdaki masada
Belkide bir aşk başlamakta
Yalancısın dünyaaaa
Geçikince arardın
İçki ısmarlamak zorundaydım
Soğuk bir bira
Kapıyı yokladım her açıldığında
Pakette son sigara
Senin için saklamıştım
Dünden bir tane kaldı
Gelmeyince yakmıştım
Gecikince aradın
Aylar oldu geç kaldın
Yalancısın dünyaaaa
Yalancı dünya yenildim sana
Yalan bu rüya kazandın bir daha
Aşktı Bu
Farklarımızda benzerlikler aradık
Sürtündük ve yonttuk köşelerimiz vardı
Gardiyansız bir hücreye kapandık
Seviştik ve acıktık aşktan önemli şeyler de vardı
Senin tilkilerin dolanıp durdu kafanda
Bazen parçalar kopardı içimden hatta
Aşktı bu, güzeldi…
Uçan balonlar gibi kaçıp yükseldik
Renklerimiz başkaydı belki
Gözden uzaklaşıp patlamak istedik
Bulutlarda yaşıyorduk sanki
Senin tilkilerin hırlayıp durdu kafamda
Dişlerinin izi vardır belki de ruhumda
Roman Kahramanı
Bir romanda çirkin oldum hep mutsuz umutsuz oldum
Hep yarım yanlış okundum, bitmeden duruldum
Bin güzele bir koydum fazla geldim az oldum
Resimsizdim dert oldum okunmadan unutuldum
Dünya bir roman mı ki kahraman olmak lazım illa ki
Bin sayfada sıradan oldum hep sonunda kırılan oldum
Bir kalp taşıdım durdum çok ağırdı hemen yoruldum
Bir cümlede varoldum nokta kondum son buldum
Bin bir kere kusur oldum işaretlenip ünlem oldum
And finally, because who didn't want to fly when they were a child:
Küçük Bir Çocukken
Rüzgarsız uçuyordum kanatlarım yorulmuştu
Küçük gözlerimle ne güzel düşler kurmuştum
Ben büyürken sanki dünya küçülüyordu
Renklendikçe hayat gözlerimi yoruyordu
Gürültüler içinde sesimi duyan yoktu
Beni bekliyordu gerçekler ellerinde boş kafeslerle
Küçük bir çocukken uçmayı isterdim
Ben hayal kurdukça biri bozuyor sanki hala
Yüksek gökdelenler yapraksız ağaçlardı
Bir aşkın gölgesinde hayal kuran var mı?
Beni bekliyordu gerçekler ellerinde boş kafesler
Kalmadı mevsimler ve göçecek başka şehirler
Havada süzülüyorum yoktu konacak bir kader
Beni bekliyordu gerçekler ellerinde boş tüfeklerle