für meinen besten i know this translation sucks almost morning and man. but u ll get the idea
sabaha karşı gıcırdadı karavan - the caravan creaked in the "almost" morning
aynı melodi döküldü ıslığımdan - the same melody came out of my whistle
gece tükenmişti şehrin son içimi - the last sip of the city was over at night
sabaha karşı çağrı geldi yollardan - an invitation came from the roads in the almost morning
başka güneş başka deniz (tuzu başkaydı suyun) - different sun, different sea ( the salt of the water was different)
martının kanadından damlayan - which was dropping from the wing of the seagull
sabaha karşı yollara karşı (bir yalnızlık şarkısı) - at the almost morning, across the roads ( a song of loneliness)
aynı melodi döküldü ıslığımdan - the same melody came out from my whistle
yoldaydı artık gidiyordu karavan - the caravan was on the road, it was moving
yol ki insanın içine uzayan - the road which continues to the inside of "man"
gece tükenmişti şehrin son içimi - gece tükenmişti şehrin son içimi - the last sip of the city was over at night
sabaha karşı badem geldi yollardan - badem came from the road in the "almost morning"
başka güneş başka deniz (tuzu başkaydı suyun) - different sun, different sea ( the salt of the water was different)
martının kanadından damlayan - which was dropping from the wing of the seagull
sabaha karşı yollara karşı (bir yalnızlık şarkısı) - at the almost morning, across the roads ( a song of loneliness)
aynı melodi döküldü ıslığımdan - the same melody came out from my whistle